Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
TİP Milletvekili Can Atalay’a hak ihlali kararı veren AYM ve Yargıtay arasındaki tartışmaya ilişkin, “AYM ve Yargıtay’ın görevleri belli, ikisi de yüksek mahkeme” dedi.
Anayasal düzene karşı işlenen suçların anayasaya göre dokunulmazlık kapsamında olmadığını söyleyen Tunç, yaşanan tartışmanın çözüm adresinin TBMM olduğunu ifade etti.
Bakan Tunç, “Meclisin çözemeyeceği hiçbir şey yoktur, TBMM bizim her zaman başvuracağımız yerdir.” dedi.
YARGI MENSUPLARINA YÖNELİK ELEŞTİRİLER
“Türkiye’nin, hukukun üstünlüğü endeksinde geri sıralarda olduğu” yönündeki eleştirilere de yanıt veren Tunç, bu endekslerin kimler tarafından hazırlandığının bilindiğini ve objektif kriterlere dayanmadığını belirtti. Yılmaz Tunç, “Listeye baktığımız zaman Türkiye’nin önünde gösterilen ülkelerde bırakın hukuku, demokrasi yok bir kere, serbest seçimler yok. Türkiye’yi o ülkelerin gerisinde göstermek büyük bir haksızlık. Türkiye’yi adı sanı duyulmamış ülkelerden geri göstermekte kasıt olduğunu düşünüyorum. Bir ülkede demokrasi olabilmesi için seçim olması lazım, dünyada en yüksek katılımla serbest seçimleri gerçekleştiren ülke Türkiye.” dedi.
Türkiye’de 24 bin hakim ve savcının bulunduğunu, bunların içinde görevini eksik yapanların bulunabileceğini dile getiren Tunç, “Birtakım yanlış kararlar üzerinden tüm yargıyı töhmet altında bırakarak, Türk yargısını bahsettiğim bazı ülkelerin gerisinde göstermek büyük bir haksızlık ve bunlara güvenilmemesi gerekir.” diye konuştu.
“ATILAN ‘TWEET’ BİR SUÇ TEŞKİL EDİYORSA BU ELBETTE Kİ YARGININ KONUSU”
Adalet Bakanı Tunç, basın ve ifade özgürlüğünün anayasal güvence altına alındığını, bu konudaki uluslararası sözleşmelerde de Türkiye’nin taraf olduğunu kaydetti.
Bu haklara ilişkin bazı sınırlar olduğunu, Türkiye’de bu haklara ilişkin kapsamı genişletici düzenlemeler yapıldığını anlatan Tunç, “‘Tweet’ atmak suç değildir ama atılan ‘tweet’ bir suç teşkil ediyorsa bu elbette ki yargının konusu olacak. Bu bütün demokratik ülkelerde böyledir. Gerçek hayatta eğer bir şey suçsa, bunu sanal ortamda da yaptığımız zaman aynı yaptırımla karşı karşıya kalmak mümkün.” değerlendirmesinde bulundu.
“BİZ ADALETE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ PENCERESİNDEN BAKARIZ”
Yılmaz Tunç, bir milletvekilinin “adalete sermayenin penceresinden, namlunun penceresinden bakıldığı” eleştirilerine de, “Biz adalete hukukun üstünlüğü penceresinden bakarız. Biz adalete milletimizin penceresinden bakarız. 21 yıldan beri hep böyle baktık, böyle baktığımız için de hep milletimizin desteğini almayı başardık.” karşılığını verdi.
Adalete güvenin yükseltilmesi adına birçok mevzuat düzenlemeleri yapıldığını, ortaya konan hedeflere ulaşılmaya çalışıldığını ifade eden Tunç, İcra ve İflas Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin çalışmaların da devam ettiğini bildirdi.
“ANAYASAMIZIN DEĞİŞMEZ MADDELERİ BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”
Yılmaz Tunç, son yıllarda yargıda yapılan reformları sıraladığı konuşmasında, Anayasa’da sessiz devrim sayılabilecek önemli değişiklikler yapıldığını dile getirdi.
Anayasa’nın “bir darbe anayasası” olduğunu anımsatan Tunç, “Bu darbe anayasasında madde sayısından fazla değişiklik yapılmasının yeknesaklığı bozduğunu, bugün tartışmalara neden olduğunu da ifade ediyorum. Anayasamız yamalı bohça artık, bunu herkes kabul ediyor. İçeriğine geldiğimiz zaman her partinin görüşleri var. Anayasamızın değişmez maddeleri bizim kırmızı çizgimizdir, bunun dışındaki her şey elbette ki tartışılabilir.” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ DEMOKRASİYİ GÜÇLENDİREN BİR SİSTEM”
Adalet Bakanı Tunç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin demokratik bir sistem olmadığını söylemenin yanlış olduğunu ifade ederek, “Halkın doğrudan doğruya yürütmeyi belirlediği ve cumhuriyeti güçlendiren, demokrasiyi güçlendiren bir sistem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi.” dedi.
Parlamenter sistemin en çok eleştirilen yönünün çok sık değişen hükümetler olduğunu, bunun istikrarsızlık ortaya çıkardığını belirten Tunç, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde de demokrasinin ön şartı dediğimiz yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki denetim mekanizmalarıyla parlamenter sistemdeki denetim mekanizmaları arasındaki farka baktığımız zaman aslında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde denetim daha fazla. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanının hiçbir işlemi ‘vatana ihanet’ suçu dışında yargıya götürülemezken bu sistemde alınan bütün kararlar, kararnameler, yürütmeye ilişkin bütün işlemler denetime tabi.”