Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden bilim insanlarının yer aldığı heyet Erzinvan’daki maden sahasını inceledi. LİDAR teknolojisine sahip insansız hava aracı ile ölçüm ve incelemelerde bulunan heyet, vahim bir tabloyla karşılaştı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden (UYGAR) bilim insanları, Erzincan’a giderek AFAD koordinasyonunda maden sahasında heyelanın nedenini belirlemek üzere, incelemelerde bulundu. UYGAR Müdürü Prof. Dr. Arzu Fırat Ersoy ve beraberindeki akademisyenler Prof. Dr. Hakan Ersoy, Prof. Dr. Kerim Aydıner, Doç. Dr. Zekai Angın, Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Sünnetci ve Öğretim Görevlisi Dr. Murat Karahan, LİDAR teknolojisine sahip insansız hava aracı ile ölçümler gerçekleştirdi. Felaketin yaşanma nedenlerini ortaya koymak için rapor da hazırlayan heyetin incelemelerinde; ‘liç yığını’ yüksekliğinin, kontrol edilebilir seviyenin üzerinde olduğu saptandı.
“DÜNYADA BENZERİ YOK”
Maden sahasında gözlemledikleri en önemli sorunun ‘liç yığını’ yüksekliği aşımı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ersoy, bulgularını şöylle paylaştı:
“- Gördüğümüz en önemli sorunlardan birisi ‘liç yığını’nın; yani cevher zenginleştirme, altının elde edilmesi için üzerinde çalışılan malzemenin yüksekliğiydi.
– Liç yığını nedir? Ocakta üretilen ve kırma eleme tesislerinde belli boyutlara getirilen malzeme, altında geçirimsiz malzeme olan bir zemine seriliyor. Bunun üzerine damlama ya da benzeri yöntemle siyanür içeriği olan çözelti veriliyor. Bu çözelti cevherden sızarken altını da alıyor ve alttaki tabakadan altına ulaşılıyor. Bu işlem sürekli tekrarlanıyor ve yığınlar oluşuyor.
– Biz ‘liç yığın’larıyla alakalı araştırma yaptık. Dünya literatürüne baktık; liç yığının maksimum 150 metreye ulaştığını gördük. Fakat bir burada kullandığımız insansız hava aracı ile 257 metreyi gördük. Yani taban kotuyla maksimum kot arasında 257 metre mesafe oluşmuş, bu inanılmaz bir rakam.
“YÜKSEKLİK BİZİ ÜRKÜTTÜ”
– Kanaatimizce bu yükseklik kontrol edilebilir seviyeden çıktı. Dünya literatüründe böyle bir liçe rastlamadık. Günümüzde, demirden betondan 200 metre yükseklikte binalar inşa edilemezken, sadece yığma şeklinde depolanan bir malzemenin 257 metre yükseklikte olması bizi ürküttü.
– Bir de orada 100 metrelik vadi yüksekliği var, yani orada 350 metrelik bir piramit oluştu. Orada hareketin hızlanmasının en büyük sebebi, liç yüksekliğinin yanı sıra vadinin de yüksek olması. Felaketi büyüten de buydu.
– Bir de yığın ocak sahasına o kadar yakın ki ocakta meydana gelen patlatmalar nedeniyle ‘liç yığını’ tekrarlı yüklere maruz kaldı.
– Şu da önemli, görüntülerde buradaki malzemenin bir sıvı gibi aktığını gördük. Buradan yola çıkarak da ‘liç yığını’ndaki su içeriğinin normal standartlardan yüksek olduğunu düşünüyoruz. Özetle kontrol edilemeyen bir ‘liç yığını’nda su içeriğinin fazla olup, üretim sahasındaki patlatmalara çok yakın bir noktada yığılması, felaketi de beraberinde getirdi.”