İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, bugün Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki (ISS) çalışmasında gen ve mikroalg deneyleri yapacak.
Gezeravcı, bugün uzay görevi için mikroalg yaşam destek üniteleri alanında Boğaziçi Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Berat Haznedaroğlu’nun sorumluluğundaki “UzMAn” deneyini yapacak.
Bu deneyle, dünyada zorlu koşullara adapte olan mikroalg türlerinin yerçekimsiz koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerinin gerçekleştirilmesi, metabolik değişikliklerinin incelenmesi, karbondioksit yakalama performanslarının ve oksijen üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi için kapalı sistemlere yaşam destek ünitesi geliştirilmesi hedefleniyor.
Gezeravcı’nın ikinci yapacağı deney ise Yıldız Teknik Üniversitesinden Tuğçe Celayir’in proje yöneticisi olduğu mikro yerçekimi altında bitkilerde CRISPR-GEM, gen düzenleme verimliliğinin araştırılması olacak.
Söz konusu deneyle, biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin, uzay görevi sırasında meydana gelen, biyolojik olan ve olmayan stresler karşısındaki savunma mekanizmalarının anlaşılması ve geliştirilmesine yönelik moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden CRISPR’nin mikro yerçekimi ortamda bitkiler üzerindeki etkinliğinin araştırılması amaçlanıyor.
İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki ilk deneyi kapsamında, tuz stresine maruz bırakılan bitkileri araştıracak.
Türkiye Uzay Ajansının (TUA) sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre, Gezeravcı tarafından Türk Uzay Bilim Misyonu için çalışmalara başlandı.
Gezeravcı’nın Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki ilk deneyi tuz stresine maruz bırakılan bazı bitkilerin araştırılması olarak belirlendi.
Ege Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. İsmail Türkan, Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday ve Doç. Dr. Barış Uzilday’ın proje yöneticisi olduğu deneyin adı, “Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvulanın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması” olarak duyuruldu.
Deneyle, uzayda ve yeryüzünde yetiştirilen ve tuz stresine maruz bırakılan “A. thaliana” ve “schrenkiella parvula” bitkilerinde yeni nesil dizileme ile (RNA-seq) transkriptomun ortaya konulması ve mikro yerçekiminde glikofitik ve halofitik bitkilerin tuz stresine verdikleri bazı fizyolojik ve moleküler yanıtların karşılaştırması hedefleniyor.
Oksijen saturasyonu, kandaki hemoglobin moleküllerinin oksijen ile doygunluğunu ölçen bir parametredir.
Genellikle yüzde olarak ifade edilir ve sağlıklı bireylerde normalde %95 ila %100 arasında olmalıdır.
Oksijen saturasyonu, solunum ve dolaşım sistemi sağlığını değerlendirmek, tedavi etkisini izlemek için önemlidir.
Bu görev ile havanın oksijen seviyesini hesaplayarak düşük yer çekiminin sebep olduğu farklılıklar ve rahatsızlıkların tanımlanması hedeflenmektedir.
gMETAL Katı fazdaki parçacıkların bir akışkan içindeki dinamiğine yerçekimsiz ortam etkisine denir.
Uzayda, yerçekimi etkisi düşük olduğundan, maddeler ve malzemeler farklı şekillerde davranabilir. Örneğin, malzemelerin şekli ve özellikleri, yerçekimi olmadığı için daha farklı bir şekilde gelişebilir.
Ayrıca, metallerin işlenmesi ve üretilmesi gibi endüstriyel süreçler, yerçekimsiz ortamlarda farklı zorluklarla karşılaşabilir.
Bu görev ile katı-akışkan karşımlar yerçekimsiz ortamda gözlemlenecek.
Uzayda yaşamaya karşı oluşan hayati tepkimelerin vokal kord kaynaklı değişimler ile tespiti ve düşük yerçekimsizliğin sebep olduğu rahatsızlıkların, ses frekansları ile tanımlanabilir.
Vokal kordlar, ses üretiminde önemli bir rol oynayan anatomik yapıları ifade eder.
Uzayda, mikrogravite koşulları (yerçekimi olmayan veya çok düşük yerçekimi) olduğu için vokal kordların davranışı bazı değişikliklere uğrayabilir.
Bu değişiklikler, yerçekimi etkisi olmadığı için sıvıların ve doku yapılarının farklı bir şekilde tepki göstermesinden kaynaklanabilir.
Uzayda metabolom analizi, astronotların sağlığını, enerji metabolizmasını, beslenme durumunu ve stres yanıtlarını anlamak amacıyla kullanılan bir araştırma alanını ifade eder.
Bu analizler, uzay görevlerinde astronotların sağlık durumunu izlemek, beslenme stratejilerini belirlemek ve uzayda geçirilen süre boyunca oluşabilecek metabolik değişiklikleri anlamak için önemli bilgiler sunar.
Uzay içi yeni nesil alaşımlar, uzay endüstrisinde kullanılmak üzere tasarlanan ve geliştirilen malzemelerdir.
Bu alaşımlar, uzaydaki zorlu koşullara dayanıklılık göstermek, hafif olmak, yüksek mukavemet ve dayanıklılığa sahip olmak gibi özellikleri sağlamak üzere tasarlanır.
Bu görev ile yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanmasında önemli katkısı olması hedeflenmekte.
Antarktika’da ve ılıman bölgelerde yetişen mikroalglerin büyüme verileri uzay ortamında nasıl ve ne kadar değişiyor gözlemlenecek.
Propolis maddesinin mikro yerçekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisi araştırılacak.
Uzayda mikro yerçekimi koşullarında antimikrobiyal etkinin nasıl değiştiğini anlamak ve gelecekteki uzay görevlerinde kullanılacak sağlık stratejilerini geliştirmek açısından önemli.
Bu tip çalışmalar, hem uzay biyolojisi hem de mikrobiyoloji alanlarına katkıda bulunabilir
Mikro yerçekimi ortamında kurşunsuz lehimleme araştırması, uzayda elektronik bileşenlerin montajı ve lehimlenmesi için uygun malzemelerin ve tekniklerin geliştirilmesini amaçlar. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilecek deney raporlanarak bilim dünyasına sunulacak.
Kurşunsuz lehimleme, çevresel düzenlemeler ve sağlık endişeleri nedeniyle geleneksel kurşun içeren lehimin yerine kullanılan bir lehimleme yöntemidir.
Mikroyerçekim ile ilişkili genetik bilim misyonları, uzayda mikro yerçekimi koşullarında organizmaların genetik ifadesi ve davranışlarını anlamaya yönelik araştırmaları içerir.
Bu tür misyonlar, genetik değişikliklerin ve adaptasyonların mikro yerçekimi ortamında nasıl gerçekleştiğini anlamak ve uzun süreli uzay görevlerine insanlığın hazırlık yapmak amacını taşır.
Miyeloid, hematopoetik (kan hücresi oluşturan) sistemin bir bölümünü ifade eden bir terimdir. Miyeloid hücreler, kemik iliğinde oluşan kan hücrelerinden türetilen ve bağışıklık sistemi ile kan dolaşımına katılan hücrelerdir.
Bu araştırma, uzay görevindeki astronotların sağlığı ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlar.
Mikro yerçekimi koşulları, biyolojik sistemler üzerinde çeşitli etkiler yapabilir ve bu etkilerin bağışıklık sistemi hücreleri üzerinde etkisi özellikle önemli olabilir.