Summah Williams isimli 11 yaşındaki kız çocuğu derisinin kuruyup çatlaklara dönüşmesi ve dökülen deri tabakasının altındaki hassas cildin iltihaplanması üzerine 2022’nin sonunda hastaneye kaldırıldı.
Çocuğun annesi Karyn Zimny, ilk başta ciddi bir güneş yanığı olduğunu düşündü ancak normalde sağlıklı olan kızının sıcaktan titrediğini ve sürekli kaşındığını fark etti.
Anne geçirdikleri süreci, “Hastaneye gittiğimizde stafilokok enfeksiyonu geçiriyordu ve antibiyotik kullandığında tüm yüzü ve vücudu tepeden tırnağa yılan gibi dökülüyordu, banyo deriyle dolmuştu” ifadeleriyle anlattı.
Çocuğa egzama teşhisi konuldu ve kendi gözyaşları ile terinin bu egzamayı tetiklediği bir tür alerji geliştirdiği tespit edildi.
Avustralya Egzama Derneği, egzamanın çocukların yüzde 30’unu ve yetişkinlerin yüzde 10’unu değişen derecelerde etkilediğini söylüyor.
Şu anda egzama, sedef hastalığı veya dermatitin tedavisi yok. Bu nedenle semptomları kontrol altında tutmak hastalıkla yaşayanlar için kritik öneme sahip.
KENDİNE KARŞI ALERJİ GELİŞTİRMEK
Günümüzde bilim insanları hiçbir insanın bir başka insana karşı alerji geliştiremeyeceğinden emin.
Ancak çok daha sinsi ve anlaşılması daha zor bir şeyin insanoğlunda bazı rahatsızlıklara neden olabileceğine dair hızla büyüyen kanıtlar var.
Görünüşe göre insanlar kendi vücut sıvılarına ve kendi vücutlarının ürettiği bazı maddelere karşı alerji geliştirebiliyor.
Bu gizli “oto-alerji” süreci birçok anemi vakasında, böbrek ve tiroid hastalıklarında önemli bir faktör olabilir.
Normalde vücudun ‘”kendini” ve “kendinden olmayan”ı tanıyabilmesi için koruyucuları var ve kendisine zarar vermesi mümkün değil. Ancak bazen bu koruyucular bozulabiliyor.
Bu durum çok ciddi otoimmün hastalıklarda kişinin antikor üretmesi ve kendi kan hücreleeriyle savaşarak vücudunu çökertmesine kadar uzanan sancılı bir sürece neden olabiliyor.